Korona Günlerinde Türk Filmleri Seyretmek

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü tarafından her hafta düzenli olarak yapılan ve her geçen gün hem katılımcı hem de izleyici sayısı artan  “Uluslararası Konuşma Kulübü” etkinliğinin beşincisi dijital ortamda gerçekleştirildi. Sinema, televizyon, opera ve bale gibi dramatik sanatların konu edildiği etkinliğe Azerbaycanlı kursiyerimizin yanı sıra Mısır, Ukrayna, Filistin, Bosna Hersek, Avustralya, Romanya, Kazakistan, Kosova, Karadağ, Senegal, Hırvatistan, Gürcistan, Güney Kore, Kuzey Makedonya, Sırbistan, İran, Avusturya, İspanya, Almanya, Fas, Ürdün, Somali ve Rusya’dan da kursiyerler katıldı.

Ülkelerindeki dizi, film, tiyatro oyunları, opera ve bale sanatları ile ilgili soruların yanında Türk dizi ve filmleri hakkında sorular yöneltilen kursiyerler uzun uzadıya görüşlerini açıkladılar. 25 farklı Yunus Emre Enstitüsü kursiyerimiz, Türk dizi ve filmlerini beğeniyle seyrettiklerini söyleyen kursiyerlerimize göre, Türk dizi ve filmleri sayesinde hem Türkçe pratiklerini geliştirdiklerini hem de korona günlerinde zevkle seyrettiklerini ifade ettiler. 

“İlk filmler siyah beyaz ve sessizdi.”

Bakü Yunus Emre Enstitüsü kursiyeri Billure Hacızade’ye “Ülkenizde film sektörü ne durumda? Azerbaycan sinemasına ait bir filmi arkadaşlarınıza tanıtır mısınız?” sorusuna Hacızade, Azerbaycan’da sinema tarihinin 1898 yılında başladığını, ilk filmlerin siyah beyaz ve sessiz olarak çekildiğini ancak sinemanın kuruluşundan beri Azerbaycan halkının aydınlanması ve estetik zevkinin oluşmasında önemli bir rol oynadığını belirtti. Ülkede 2 Ağustos tarihinin Azerbaycan Sinema günü olarak kutladığına da değinen Hacızade, elliden fazla filmin uluslararası festivallerde ödül aldığını söyleyerek Azerbaycan sinemasının başyapıt eserlerinden “Deli Kür”, “Ahırıncı Aşırım”, “Dede Korkud”, “Nesimi”, “Babek”,  “Üvey Anne” gibi filmleri örnek vererek “Bizim Cebiş Müellim” isimli eseri tanıttı. Ayrıca, Türk filmlerinin yakın tarihlerde Azerbaycan’da da vizyona girdiğini ve çok beğenildiğini ifade eden Billure Hacızade, film sektörünün dil öğrenmek için büyük bir imkân olduğunu vurguladı. 

Dijital etkinliğe ciddi bir ilginin gösterildiği ve 25 farklı ülkeden 30 kursiyerin konuştuğu program, her hafta dünyanın dört bir yanından Türkçe öğrenen kursiyerleri bir araya getirerek çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunmalarını hedefliyor. Uluslararası Konuşma Kulübü önümüzdeki haftalarda da farklı ülkelerin katılımıyla devam edecek.

Programı aşağıdaki bağlantı üzerinden izleyebilirsiniz.

https://www.facebook.com/yeebaku/videos/522427911760735/